HALK SAVAŞININ PLANLARI
Kitabın ilk baskısı, “Halk Savaşının Planları” adıyla, 1970’de yapılır. (TMY-Tarihsel Maddecilik Yayınları, Istanbul, 1970, 194 sayfa) [1,2,3] Daha sonraki yıllarda başka yayın evlerince çeşitli baskıları yapılır. Bunlardan bazıları, Derleniş Yayınları, 1978’de, diğer iki kitabı da içine alarak üç kitabı bir arada olarak, Sosyal İnsan yayınları, 2011’de aynı isimle yayınlar.
1970 sonbaharında, Oportünizm Nedir? Kitabının hemen arkasından yayınlanan kitap, 1969 Nisanında kaleme alınmıştır. 1970 yılı Kıvılcımlı’nın birçok kitabının arka arkaya basıldığı, yayınlandığı yıldır. Halk Savaşının Planları, Oportünizm Nedir? ve Devrim Zorlaması Demokratik Zortlama adlı kitaplarla birlikte 3’lü bir incelemenin ikinci kitabıdır. Bu konu, yani “Üçlü” olarak hatta tek kitap olarak düşünülmüş bu çalışma, gerek Kıvılcımlı’nın açıklamalarından, incelemenin planından, ilk yayınlanan Oportünizm Nedir ‘in hemen 3.sayfasındaki I., II. ve III. Kitap ların başlık ve alt-başlıklarının verilmesinden gerekse de Fuat Fegan’ın notundan anlaşılmaktadır. Kıvılcımlı, ilk kitabın yani “Oportünizm Nedir” in Sunuş’unda:
“Bu kitabın birinci ayrımında: Oportünizm konusunu inceledik” der.
Fuat Fegan’ın, IISH’daki Kıvılcımlı Arşivindeki, ilgili dosya-klasör deki orijinal dokümanların başına eklediği açıklayıcı notlardan, 2.7.1976 tarihli olanından bir alıntı:
“ ‘Üçlü’nün yazılışı 1969 sonları ile 1970 başlarıdır. Bazı makaleler hariç. Tam o sıralarda prostat hastalığı baş göstermişti. Bu yüzden zamanının çoğunu evinde geçiriyordu. Bir gün gittiğimde, Abdülkadir Pirhasan [Vedat Türkali] da oradaydı. ‘Üçlü’nün yayınlanmasını eleştirecek oldu. Kıvılcımlı’nın cevabı kesindi:
Ne diyorsunuz siz? Geç bile kaldım…” [4]
Evet Kıvılcımlı çok haklıdır. 15-16 Haziran yaşanmıştır, yüzbinlerce işçi emekçi ayaklanmıştır 70’in haziranında. Kıvılcımlı var gücüyle yazar, yayınlar, ordan oraya koşturur, seminer verir, konuşur, anlatır…
Diğer iki kitapla birlikte bu kitaba da ait orijinal el yazması notlar, daktilo sayfaları IISH’daki arşivde bulunmaktadır. Ayrıntılı çalışma yapmak isteyenlerin kullanımına açıktır.
Kıvılcımlı konuyu 6 Ayrım da inceler:
Ayrım I, Türkiye Halkının Örgütlendirilmesi
Ayrım II, Klasik anlamıyla Strateji ve Taktik Nedir?
Ayrım III, Genellikle Askercil ve Sosyal Strateji-Taktik
Ayrım IV, Dünya Örneklerinde Strateji
Ayrım V, Anadolu ve Istanbul Sosyalizmlerinde Strateji
Ayrım VI, Türkiye’de Strateji Planı Üzerine
İlk üç Ayrım, dönemin ASD-Aydınlık Sosyalist Dergi’sinde yazı olarak yayınlanır. 10.sayı Ağustos 1969, 11.sayı Eylül 1969 ve 14.sayı Aralık 1969’da.
Yazıların, 1969 Nisan’ında kaleme alındığı tahmin edilmektedir, en azından ilk Ayrımın. (Kıvılcımlı, kitap da, Halk Örgütlerinin Yönelişi bölümünde, 10 Nisan 1969 tarihini verir)
ASD yazıyı, Ağustos’ta yayınlar! Yazılışından epey sonra. Dergide yayınlanmış bu 3 bölüm bazı düzeltmeler yapılarak, eklenen 3 bölümle birlikte 1970 sonlarında kitap olarak yayınlanmış.
Kıvılcımlı, 1.bölümde, halkın örgütlenmesi ne demektir, ne demek değildir sorularını inceler. Teşkilatsız halk köle halktır, insanlar, örgütsüz kaldıkları sürece köleleşirler diyerek, egemen sınıf örgütlülüğü ile gerçek anlamda Halkın örgütlenmesinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirtir. Sosyal sınıflı toplumda, yüzlerce, binlerce dernek, kulüp, sendika, birlik, tarikat, cemaat, kışla, kilise, cami… vardır. Milyonlarca insan buralarda örgütlüdür. Ama bunlar gerçek anlamda halkın örgütlenmesi değildir, son tahlilde hepsi egemen sınıfların değirmenine su taşır. Kıvılcımlı, halkın örgütlenmesinin 3 ana ilkesini açıklar. Halk ile birlikte, halk için ve halk tarafından örgütlenmek. Halk örgütlenmesi için pratik öneriler olarak, ta 1935’lerden itibaren yapılan çalışmalarından, yayınlanan kitaplardan kısa bir özet sunar. (1935- Marksizm Bibliyoteği ve Emekçi Kütüphanesi Yayınları, 1954-Kuvayımilliyeciliğimiz, Siyasetimiz, Vatan Partisi, 1960-İkinci Kuvayımilliyeciliğimiz, Tarih-Devrim-Sosyalizm, Türkiye’de Kapitalizmin Gelişimi, Uyarmak İçin Uyanmalı…)
Konu, halkı örgütlemenin strateji ve taktikleridir.
“Bugün Türkiye bir “Devrim” içinde mi bulunuyor?
Bunu ciddi ciddi soran akıllı gençler çok.
Dünya bir bunalımlar ve devrimler çağı içindedir. Türkiye o dünyanın bir parçası olarak bunalımlar ve devrimler çağı içinde yaşıyor. Ancak öyle bir genel çağda olmak başka şeydir; o çağın özel DEVRİM KONAĞINI yaşamak başka şeydir.
Bulunduğumuz çağda, arka arkaya bir sıra, hatta bir sürü bunalımlar ve devrimler oldu, oluyor, olacak. O devrimlerin kendileri ayrı konaklardır; o devrimler arasında da bir sıra, hatta bir sürü durgunluk, birikme ve evrim konakları geçer. O birikim, evrim konakları da başlı başlarına ayrı konaklardır. Şimdiki (diyelim 1969 Nisan 10 günü) Türkiye bir atlayan DEVRİM konağında mıdır, yoksa biriken EVRİM konağında mıdır?……
Biriken Evrim konağındayız.”
Devamındaki Ayırımlarda, Kıvılcımlı detaylı olarak, Strateji ve Taktik konularını inceler. (strateji içinde taktik, taktik içinde taktik…) Klasik tanımlarını yapar, devamında askercil ve sosyal olarak karşılık geldiklerini inceler, açıklar. Dünyadan örnekler verir. 1917 Büyük Ekin devrimi en somut örnektir, devamında Çin devriminden örnekler verir. Bizdeki duruma bakar. Anadolu’da ve İstanbul’da, 1920’lerde ki stratejileri tahlil eder. Ve en son bölümde Türkiye’de güncel strateji planı, halk savaşının planlarını çizer, somutlaştırır (demokratik devrim, sosyalist devrim, özgüç, yedek güç, vurucu güç..). İncelemesinde yerli yabancı bir çok kaynaktan alıntılar yapar (15 kadar), özellikle Lenin’den. Kitaptan kısa alıntılar:
“….taktikle stratejiyi ne birbirinden ayırmak, ne birbiriyle karıştırmak, BİLİM ve BİLİNÇ getirmez. Strateji planının gerçekleşmesinde taktiğin oynadığı büyük rol değerlendirilmedikçe, strateji boş bir çuvala döndürülür. Stratejiyi lâkırdı olmaktan çıkarıp, kemiği, eti, organları ve tümüyle canlı gerçekliğine kavuşturan düşünce ve davranışlar, uzun, sabırlı, gösterişsiz, hatta çoğu kez çok NANKÖR bir sıra TAKTİK’ler olur. Onun için, hangi strateji aşamasında bulunulduğunu bilmek kadar, o aşamanın ne türlü bir TAKTİK basamağında yaşandığını düşünüp, ona göre davranmak da önemlidir. Çünkü, strateji, bugün artık kimse için “sır” olmaması gereken, GENEL karakter taşıyan bir TEORİK PLAN’dır. O planı uygulayacak tutumlar, yerine ve zamanına uygun taktiklerdir. Strateji bütünlüğü: parça parça ve çoğu zıt olan taktik basamakların bir araya gelmesi ile doğar. Kabaca benzetirsek: Strateji bir MERDİVEN’dir, taktik onun BASAMAKLARI’dır. Merdiven durumunu yaratmayan basamaklar (Stratejisiz taktikler) düşünmek nasıl ham kuruntu ise, yani SAÇMALAMAK ise, tıpkı öyle, basamaksız bir merdiven (Taktiksiz strateji) düşünmeye ve uygulamaya kalkışmak da gülünç ve saçma bir anlamsızlık, ukalâlık olur…….
Her stratejik “merdiven”in içinde belirli taktik “basamaklar” için gerekli dövüş ve örgütler gibi, o dövüş ve örgütler için de uygun parolalar ve biçimler ayrı ayrı olur…..
Belirli bir aşama için amaç: STRATEJİK ZAFER’dir, yani; kesin başarıdır. TAKTİK ise, zaferi hazırlama ve en iyi sonuçlandırma aracıdır….
Askerce STRATEJİ nedir? Osmanlıcada ona “Sevkülceyş” (Ordunun iletilişi) denir. Yanlış tercüme değildir. Bir ülkede Savaşacak örgütlü güçlerin en belli başlılarına Ordu (Arapça: CEYŞ) denir. Ordular: Cephede ateş hattına girenler, geride Yedek bekleyenler diye ayrılırlar. Gerek ÖZGÜÇ, gerek YEDEK orduları, düşman kuvvetlerine karşı gönderip “Yığınak” yapma işine askerlik güzelsanatında STRATEJİ adı verilir. Askerlik güzelsanatında Stratejiye büyük önem verilir. Hatta modern büyük Genelkurmaylar için, Strateji başarılı oldu mu, yani Orduların Cephede yığınakları doğru hesaplı ve tam zamanında başarıldı mı, ZAFER muhakkak sayılır. Ünlü Alman Strateji Von Schieffen’e göre iki Ordunun karşı karşıya gelinceye dek ve gelince beliren güçler dengesi, Savaşın kaderini kestirir. Ondan ötesi, savaşanların bileceği iştir. Genelkurmayın yapacağı çok az şey kalmıştır. Askerce TAKTİK nedir? Osmanlıcada ona “TABİYE” (savaş eğitimi) denir. Aslı, Grekçe “TAKTİKE” (Yön) sözcüğünden gelir. Düşmanla karşılaşmış Orduların, Savaş alanındaki şartlara en uygun biçimde ve yordamda tertiplenerek kullanılmalarına TAKTİK adı verilir. Taktikte amaç, kesin sonuç alıncaya dek, BOZGUN vermeksizin, yerine göre Saldırı (Taarruz) yahut Gerileme (Ricat) yahut Savunma (Müdafaa) yollarını beceri ile uygulamaktır…..
Son ayrım olan, Türkiye’de Strateji Planı Üzerine bölümünde Demokratik Devrim-Milli Kurtuluş anlamları bahsinde, 1919 birinci kuvayımilliyecilik dönemi ile 1969 yılındaki ülke koşulları karşılaştırılır.
“1919 ile 1969 arasında 50 yıl geçti. Öziçi (muhtevası) ve biçimi değişen toplumda, Stratejik aşama 50 yıl önceki gibi bugün de “Demokratik Devrim” kılıfı içinde sunulursa yeterli ve anlaşılır olur mu? Kılıf, biçim kolay sayılabilir. Alafranga konuşmanın altlık kompleksli insanlarımıza daha hoş gelebileceği düşünülebilir. Yapma ve dar bir çevre dışında yığınlar içine gidildi mi kılıfın da önemi büyür. Dünyanın her ülkesinde “Demokratik Devrim”şöyle dursun, “Sosyalist Devrim” bile yerli adıyla popülarize edilmeye bakılır. Türkiye’de dağ başındaki çobanından, ilkokula başlayan çocuğuna dek herkes, 30 milyon nüfusumuzun 30 milyonu da “Kuvayımilliye” sözcüğünü işitmiştir ve az çok anlar. Haydi ona yeni kuşağı yabancılaştırdık. “Kurtuluş”tan daha “Öztürkçe”, sınanmış, yerli, popüler sözcük olur mu? Türkiye’de “Millî Kurtuluş”un bir “Millî Demokratik Devrim” olduğu kime anlatılamaz? “Kurtuluş” sözcüğü içinde hem “Demokrasi”, hem “Devrim” derleşik ve birleşiktir. Ayrıca, “İkinci Kuvayımilliyecilik” ve “İkinci Millî Kurtuluş” parolaları, Türkiye’nin Devrimci eyleminde yer almış birer terimdirler. Bu terminoloji 1945 yılından beri, 25 yıllık som savaşlar denemesinden geçerek geldi. Hareketin sürekliliği mi önemlidir, kopukluğu mu? Kaldı ki, Türkiye’de “Demokratik Devrim”in özel karakteri: Dün bir “Millî Kurtuluş” olmasıdır ve yarın da bir “Millî Kurtuluş” olacağıdır. Dün dış Emperyalizm’den kurtulunmuştur, bugün de Emperyalizmin iç baskısı dış baskısından ayırt edilemeyecek kertededir.”
Yararlanılan Kaynaklar
Fuat Fegan, Dr. Hikmet Kıvılcımlı Bibliyografyası, Murat Matbaacılık, Istanbul, Ocak 1977, s.29
Fuat Fegan, Dr. H. Kıvılcımlı Arşivi, Yurtdışı Kataloğu (IISH), s.28
H.K.-Arşiv (IISH), s.13
IISH Folder 100
Halk savaşının Planları -Köksüz Dijital Yayınlar-Internet. Yazıdaki alıntılar bu yayından alınmıştır.