Kıvılcımlı ve “İnsanın Allahlaşma Proseleri” Üzerine
İnsanın Allahlaşma Proseleri başlıklı metin Kıvılcımlı’nın tarih etütlerine ait çalışma notlarından oluşmaktadır. Metnin orijinal eski-türkçe el yazmaları 10 sayfa olarak, IISH (International Institute of Social History)’daki Kıvılcımlı Arşivinde, 76 nolu ve Cennet, Allah önce kadındı adlı dosyada, 87-97 sayfalarında bulunmaktadır. (1) Ayrıca, Arşivde yine aynı dosyada 25.sırada, “Barbarlıktan Medeniyete Geçiş” başlığı olan başka eski Türkçe yazılarda mevcuttur, incelediğimiz yazı bunların devamındadır.
Kıvılcımlı, Antika Tarih üzerine uzun yıllar boyunca çalıştığı, kendi deyişiyle “40 yılı süren araştırmalarım” dediği tarih etütlerinden kontrol ederek, kendi sağlığında, 1965’de, kendisi bizzat seçip karar vererek Tarihsel Maddecilik Yayınlarından, Tarih Devrim Sosyalizm eserini yayınlamıştır. Yüzlerce sayfalık çalışmalarını, notlarını harmanlayarak düzenleyerek bu eseri hazırlamıştır. Bilim Gelecek Dergisinin Eylül 2023 tarihli sayısında, “Kıvılcımlı’nın ilk kez yayımlanan makalesi” diye tanıtılan, “İnsanın ilahlaştırılma süreçleri İskender ve Atila örnekleri” (2) başlığıyla yayınlanan yazı işte, Kıvılcımlı’nın, Tarih Devrim Sosyalizm eserinde kullandığı daha önceki çalışmalarından, aldığı notlardan sadece bir kısmıdır. Eserinde, konusu, yeri geldikçe kullandığı notlardan. Bu anlamda “ilk kez” değildir. Yine tanıtımda “arkeolojik bir kazı” ile ortaya çıkarıldığı yazıyor. Yazının orijinali hakkında yukarıda bilgi verdim. Bu dosya ve tüm Arşiv herkesin kullanımına ücretsiz olarak açıktır. Komple dijitalize edilmiştir, isteyen herkes linki tıklayınca pdf olarak istediği dökümanı indirebilmektedir. IISH yetkilileri ile yapılan görüşmelerden öğrendiğim, Marx’ın arşivinden sonra ulaşılabilirlik açısından en iyi durumda dijitalize edilmiş arşiv imiş Kıvılcımlı’nın ki. Bu anlamda da herhangi bir kazıya gerek yoktur. Kıvılcımlı üzerine çalışanlar, araştırmacılar, akademisyenler incelemelerini kolaylıkla yapabilmektedirler.
Söz konusu yazıdaki bazı pasajların, 1965’de yayınlanan ve günümüze kadar değişik yayınevleri tarafından bir çok kez baskısı yapılan, Kıvılcımlı’nın, Tarih Devrim Sosyalizm (3) adlı kitabında ki pasajlarda, kullanıldığı kaynak kitapların sayfa numaralarına kadar aynı olduğunu kısa bir incelemeyle hemen görülmektedir. Aynı kaynaklar, aynı alıntılar. Bir çok sayfada ortak bilgiler vardır. Bu anlamda Dergide yayınlanan metin bağımsız, hiç yayınlanmamış başı sonu olan, ayrı bir makale değildir. Kıvılcımlı’nın eserinde kullandığı çalışma notlarıdır. Zaten orijinal el yazmalarına, bizzat Kıvılcımlı tarafından verilmiş sayfa numaraları buna işaret etmektedir. (İlk sayfa 28/a dan başlayıp, c, b, 29 ve 35 e kadar devam eder, orada kalır.) Öncesi ve sonrası ise diğer sayfalarca tutan Arşivdedir. Karşımızda olan bütünlüklü, bağımsız bir makale değil, aksine yayınlanmış bütün bir eser olan Tarih Devrim Sosyalizm kitabında konunun gerektirdiği yerlerde kullanılmış notlardır. Bu anlamda, hem düzenlenmemiş, notlar biçiminde -üstüne üstlük zaten neredeyse 60 yıl öncesinde, Kıvılcımlı’nın bizzat kendisi tarafından kullanılmış- olması hem de Türkçeye aktarımda ki zorluklar sonucu oluşan anlam kaymaları, anlaşılması zor bir metin ortaya çıkarmış. Bir makale, yazı bütünselliği olmayınca anlaşılmaz kalmak gibi bir sakıncayı daima içerir. Kıvılcımlı’nın buna benzer iyi etüt edilmeden yayınlanmış başka emeklerinin de başına gelen budur. Bir dolu noktada anlaşılmaz kalmak.
Detaylı incelemeyi araştırmacılara bırakıp bir-iki belirgin örnek verecek olursam.
Özellikle, Tarih Devrim Sosyalizm kitap sayfaları 90, 105, 234, 248, 252, 253, 370 ile yazıdaki ortaklıklar görülüyor. Örneğin kitap daki, “Barbarlıktan Medeniyete Geçiş” bölümünün hemen devamındaki sayfalar (252,253) yazıdaki İskender bölümüyle (orijinal metinde s.31) tamamen aynı pasajlar vardır.
“İskender, Jüpiter’in Mısır’daki ünlü Ammon tapınağına vardığı zaman, Profet (yalvaç), sözde pek iyi Grekçe bilmediği için, “paidion: oğlum” diyeceğine “paidios: Jüpiter’in oğlu” diye çağırmıştı. Ona rağmen, kendisinin Allah oğlu olduğuna kendisi bile uzun süre inanmadı.
Okla yaralanınca:
“Dostlarım, yaramdan kan akıyor: Tanrıların damarlarında dolaşan, likör değil” (Tlütarque, age.) dedi.
Şölen sırası gök gürleyince dalkavuk Anaxarque ona:
“Jüpiterin oğlu bütün bu gök gürültüsünü hep sen yapıyorsun değil mi?” (Plütarque, age.) deyince İskender, kan kardeşliği eşitliğine aykırı ve belki yoldaşlarını kendinden uzaklaştıracak bulduğu bu dalkavuk sözüne karşı şöyle bağırdı:
“Senin beni angaje etmek istediğin gibi ben dostlarımı korkutmaya bakmıyorum. Sen soframda satrap başı yerine balık yedirdiğim için benim şölenlerimi alçaltansın!”
(Plütarque, age., s. 28-29)”
Son birkaç söz de yazının Türkçeye transkripsiyonu (eski türkçeden, latin alfabesine-türkçeye aktarımı) üzerine, tabii ki burada satır satır tüm metne bakmayacağım konumuz bu değil, sadece bir iki örnekle verilecek. Böylece bir kez daha, ilk kez ben yaptım oldu rahatlığıyla Kıvılcımlı’nın yazdıklarını nasıl anlaşılmaz kıldığını, nasıl anlam bozukluğuna yol açtığını göreceğiz. Örnekler, sadece ilk sayfadan. Devam sayfalarını isteyen inceleyebilir.
1-Orijinal metinde yazının başlığı:
İnsanın Allahlaşma Proseleri
Dergideki yazı başlığı:
“İnsanın ilahlaştırılma prosesleri İskender ve Atila örnekleri”
2-Orijinal metinde yazının hemen başlarında:
Çevre barbarlar kentleşerek ulaştıkları yukarı barbarlığın sonunda..
Dergideki yazıda aynı yer için:
“Çevre barbar kentleşmeyerek ulaştıkları yukarı barbarlıktan sonra…”
3- Orijinal metinde hemen devamında:
… fatih durumunu temsil eden başbuğ..
Dergideki yazıda aynı yer için:
“…fatih torununu temsil eden başbuğ..”
4- Orijinal metinde sayfanın son paragrafı:
Tarihin birinci Sümer orijinal medeniyetinden sonra: Medeniyetin çevrelerinde “kent” kolonileştirmeleriyle yayılışları az çok “barışçıl içe işleyiş: muslihane hulul” gibi gözüktüğünden az göze çarpar. Hiçbir vakit, tarihsel devrimler gibi bir avuç barbarın muazzam bir medeniyeti gürültüyle devirmesi kadar büyük haileler yaratmış sayılmaz. Onun için, bizim alışılmış mantığımıza göre medeniyeti hep ikinci tipte doğmuş sanırız.
Dergideki yazıda aynı yer için:
“Tanrı’nın birinci Sümer orijinal medeniyetinden sonra: medeniyetin çevrelerinde “kent” kolonileştirmeleriyle yapılışları az çok “barışçıl içe işleyen. Musallahane hulul” gibi gözüktüğünden az göze çarpar. Hiçbir vakit, tarihsel devrimlerin bir avuç barbarın muazzam bir medeniyeti gürültülü devrimi kadar büyük haileler yaratmış sayılmaz. Onun için, bizim alışılmış manzaramıza göre medeniyeti hep ikinci tipte doğmuş sanırız.”
Kıvılcımlı tarafından yazıya verilmiş başlık, “İnsanın Allahlaşma Proseleri”, den “İnsanın ilahlaştırılma prosesleri İskender ve Atila örnekleri” oluvermiş. Anlam farklılığı vardır. (Ayrıca, Dergi kapağında “süreçleri” kullanılırken dergi sayfalarındaki başlıkta “prosesleri” olmuş, olabilir.)
Son söz olarak Kıvılcımlı’dan, Tarih Devrim Sosyalizm kitabından bir alıntı. Kıvılcımlı, Childe’ın Irak’taki barbar akınını yok sayması kabul etmemesi üzerine, ironik bir dille şöyle yazıyor,
“Doğrudur: Sargon ve Hammurabi mezarlarından kalkıp kılıçla bay Childe’i sıkıştıramaz… Hiçbir sosyal ve tarihsel güdücü fikri bulunmayan uzman bilginliğin sonucu bu olur”
Memnune Kayagil
Dip Notlar:
1-IISH (International Institute of Social History)
Dosya (Folder) No: 76, ‘Cennet’, ‘Allah önce kadındı’ and other manuscripts on religion. 1 folder 1960, s.25, 87-97
https://search.iisg.amsterdam/Record/ARCH00723
2-Bilim Gelecek Dergisi, Eylül 2023, s.1, s.5
3-Tarih Devrim Sosyalizm, Hikmet Kıvılcımlı, Derleniş Yayınları, Ocak 2012, s. 90, 105, 234,248, 252, 253, 370
Ekler:
Metnin orjinalinden örnekler. S.28a, 31 ve 35